İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Kuzey Kafkasya’ya Genel Bakış

Kuzey Kafkasya tarih boyunca mücadele alanı olagelmiştir. Farklı medeniyetlerin sahip olmak istediği bölge, geçmişten gelen stratejik değerini artırmaya devam etmektedir. Özellikle SSCB döneminde, enerji havzalarının niteliği ve enerji nakil potansiyelinin yüksek oluşu itibariyle bu önem bir kat daha artmıştır. SSCB’nin dağılması sonrası Rusya topraklarında kalan Kuzey Kafkasya’da güven ve istikrar ortamının sağlanması için doğru politikalar geliştirebilmek adına bölgenin coğrafi ve beşerî özelliklerinin yanı sıra, jeopolitik ve jeostratejik kıymetinin doğru tahlil edilmesi gerekmektedir. Bölgeyi doğru analiz etmek, mevcut ve gelecekte ortaya çıkması muhtemel sorunların çözümü adına oldukça önemlidir. Bu amaçla, Kuzey Kafkasya’nın coğrafi ve beşerî özelliklerine değinerek, Rusya için ifade ettiği anlamlar üzerine durulacağız.

Kuzey Kafkasya coğrafyasını tanımlamaya, Kafkasya’nın coğrafi sınırları üzerinden başlamak daha anlamlı olacaktır. Kafkasya, Karadeniz’den Hazar Denizine ve kuzeyde ise Maniç Nehri havzasından güneyde İran topraklarına kadar uzanan coğrafi bölge olarak tanımlanabilir. Bölgede Karadeniz, Azak Denizi ve Hazar Denizi arasında uzanan sıra dağlar coğrafyaya adını vermekle birlikte Kafkasyayı, Kuzey ve Güney Kafkasya olarak ikiye ayırmaktadır. Güney Kafkasya, SSCB’nin dağılması sonrası bağımsızlıklarını kazanan Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan’dan oluşmaktadır. Kuzey Kafkasya ise, Rusya’ya bağlı özerk cumhuriyetler olan Çeçenistan, Dağıstan, İnguşetya, Kabardey- Balkar, Karaçay – Çerkez, Adıge ve Kuzey Osetya’nın yanı sıra Krasnodar ve Stavropol Kraylıklarından müteşekkildir. Genel olarak coğrafi sınırlarını belirtsek dahi bölgenin kesin bir sınırı olmamakla birlikte coğrafi sınırlarının yaşanan siyasi ve askeri gelişmeler neticesinde yeniden tanımlandığı kabul edilmelidir.

170.400 km² alana ve yaklaşık 10 milyon nüfusa sahip Kuzey Kafkasya ekonomisinin önemli bölümünü, tarım ve hayvancılıktan elde edilen gelir oluşturmaktadır. Karasal iklimin ve coğrafyanın zorluğuna rağmen bereketli toprakları itibariyle bu alanda “Rusya’nın Serası” olarak anılmaktadır. İklim, diğer tüm unsurlar gibi Kafkas Dağları’nın etkisi altında olsa ve doğuya gidildikçe sertleşse de batı kesimlerde yumuşar ve tarıma elverişli hale gelir. Bu sebeple dağların batı bölümünde tarım faaliyetleri ve bitki çeşitliliği oldukça yüksektir. Çeşitli sebzeler, pamuk, ayçiçeği, üzüm, hububat ve tütün başlıca tarım ürünleridir. Hayvancılık ve arıcılık faaliyetleri ise daha çok kuzey bölümlerde yaygındır. Doğu kıyılarında ise balıkçılık ve deniz ürünlerinin yanı sıra Rusya ekonomisini ve dünyanın geri kalanını en fazla ilgilendiren ve Kuzey Kafkasya jeopolitiğinin en önemli unsurlarından olan yer altı kaynakları ve Hazar Havzası petrolleri bulunmaktadır.

Genel olarak coğrafi profilini değerlendirdiğimiz Kuzey Kafkasya, sahip olduğu coğrafya ve bu coğrafyanın sağladığı kültürel ve etnik çeşitlilik itibariyle dünyanın geri kalanından ayrılmaktadır. Kuzey Kafkasya tarih boyunca göç yolları üzerinde bulunmuş ve çeşitli sebeplerle bölgeye gelen ve bölgenin dağlık yapısı itibariyle sürdürdükleri izole yaşam sayesinde kültürel ve sosyal açıdan dış etkenlere karşı doğal koruma sağlamış halkların yurdu haline gelmiştir. Etnik grupların, kültürlerini minimum etkileşimle muhafaza etmiş olmalarının avantajları olduğu gibi, etnik milliyetçilik sorununa katkı sağlamak gibi dezavantajları da vardır. Kuzey Kafkasya bu özelliğinin yanı sıra, orduların istihkamını sağladıkları veya adeta bir sıçrama tahtası gibi üstünlük kurmalarını sağlayan askeri üs bölgesi olarak da kullanılmıştır. Bölge, dün olduğu gibi bugün de Avrupa, Afrika ve Orta Asya coğrafyalarının birbiriyle kesiştiği göç ve ticaret yolları üzerindedir.

Bu durum, Kuzey Kafkasya’nın beşerî ve siyasal yapısını oldukça etkilemekle birlikte, bölgeyi Rusya için dünyanın geri kalan kısmına göre daha önemli kılmaktadır. Bilhassa soğuk savaş sonrası dağılan SSCB ve oluşan otorite boşluğu Rusya’nın en önemli ekonomik aracı olan yer altı kaynakları üzerindeki hakimiyetini tehdit etmiştir. Çünkü, birlik dağıldıktan sonra siyasal, ekonomik ve sosyal birçok problemle ve revizyonla meşgul olan Rusya’nın bulunduğu durumdan çıkması ancak bu kaynaklardan finansman sağlamakla mümkündür. Rusya, bağımsızlığını kazanan ülkelerin sahip olduğu enerji kaynakları üzerinde doğrudan hak iddia edemiyor olsa da SSCB’den miras kalan enerji nakil hatlarına sahip olmanın avantajını kullanarak menfaat sağlamaktaydı. Ancak bağımsızlığını kazanan ülkeler sahip oldukları enerji kaynaklarını ihraç ederken kullanmak zorunda kaldıkları bu enerji nakil hatlarının alternatiflerini tesis ederek Rusya’ya bağımlılıktan kurtulmayı hedeflemişlerdir. Enerjinin transfer edilmesi konusunda artık monopol olmayan Rusya için bu gelişmenin olumsuz etkilerini azaltacak en önemli faktör ise Hazar Havzası rezervlerinden maksimum faydayı elde etmektir. Rusya’nın Hazar Havzasında etkin olmasını sağlayan en önemli sebeplerden birisi de Hazar Denizine olan 1930 kilometre kıyı uzunluğunun 530 kilometresini, Dağıstan Özerk Cumhuriyeti’nin Hazar Denizi kıyılarının oluşturuyor olmasıdır. Bu sayede Rusya, toplam sahil uzunluğu 7010 kilometre olan ve kanıtlanmış 43 milyar varil petrol ve ~8.300.000 metreküp doğalgaz rezervi bulunan Hazar Denizi kıyılarının %28’ine sahiptir. Ancak bu sınır hakimiyeti, bölgesel ve küresel güçlerin bölgeye olan ilgisinin azalması için yeterli değildir. Küresel mücadele alanı haline gelen Hazar Havzasında, Rusya için asıl önemli olan mevcut yer altı kaynaklarının çıkartılması, satılması ve transfer edilmesidir. Bu sebeple maksimum faydayı elde etmek adına Kuzey Kafkasya coğrafyasının kendisine sağladığı sınır zenginliği avantajını iyi kullanmalı ve bu avantajı sürdürülebilir kılmalıdır. Kuzey Kafkasya’nın diğer kıyısı olan Karadeniz kıyıları ise Rusya’nın, sıcak denizlerin ticaret yollarından istifade etmesine olanak sağlamaktadır.

Kuzey Kafkasya, etnik çeşitliliği ve geniş hatlarıyla değindiğimiz diğer özellikleri itibariyle oldukça hassas bir denge üzerindedir. Gerek bulunduğu coğrafyanın kendisine sağladığı imkânlar, gerekse beşerî özellikleri bu dengeyi belirleyen en önemli unsurlardır. Rusya, etnik çeşitliliğin bu denli fazla olduğu ve uluslararası arenada kendisine stratejik avantaj sağlayan Kuzey Kafkasya coğrafyasında, özgün ve sahada karşılık bulan ilişki yöntemleri geliştirmelidir. Kuzey Kafkasya halkları tarihsel sorumlulukları ve karakterleri itibariyle samimi, gönül bağı kuran ve bu bağların gelişmesine her zaman katkı sağlayan ortak mizaca sahiptir. Bunun aksine davranmak Kuzey Kafkasya halklarına fayda sağlamayacak, bu coğrafyayı geliştirmeyecek ve bölgedeki istikrarı olumsuz etkileyeceği gibi, her alanda artan sorunlarla mücadele eden bir Rusya’yı asıl odaktan uzaklaştıracaktır.

Çalışmanın TRT Russian’da yayınlanan Rusça orijinaline aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
https://www.trtrussian.com/mnenie/pochemu-severnyj-kavkaz-tak-vazhen-2021566

Yorumlar kapatıldı.